20 Şubat 2013 Çarşamba

Kaymak Gibi 31 Seks Hikayeleri!

Ders Verdiğim Öğrencinin Annesini Siktim!



Ders Verdiğim Öğrencinin Annesini Siktim! (Atakan 31 Y., İstanbul / Türkiye)

Merhaba seks hikayeleri ve fantazi düşkünü arkadaşlar. Ben Atakan. Üniversite mezunu, kamuda çalışan, ek gelir olması için Matematik dersleri veren, 1.80 cm boyunda, iri yapılı ve yakışıklı sayılabilecek biriyim. Öğrencilerimi internete verdiğim ilanlarla buluyorum. Genelde haftada 2-3 öğrenciye ders veriyorum.

Yine bir gün ilanda verdiğim telefon numaram arandı. Telefonu açtığımda karşımda cıvıl cıvıl enerji dolu bir sesle karşılaştım. Arayan bayanın adı Sibel idi. Oğlu için özel ders ile ilgili bilgi almak istediğini söyledi. Ben de şartlarımı telefonda anlattım. Velilerin bana güven duyması için ilk dersi ücretsiz veriyorum. Dersleri de öğrencilerin evinde veriyorum. Ders ücretini de söyledikten sonra ertesi gün akşam 18:00'de oturduğum semte yakın bir kafede buluşmak üzere sözleştik. Zaten semtime uzak yerlere ders vermek için gitmiyordum.

Ertesi gün sözleştiğimiz saatte kafeye gittim oturdum. Kafe biraz kalabalıktı. Beni tanımadığı için telefonla aradı ve kafeye telefonla konuşarak girdiği için giren kişinin Sibel olduğunu anladım. Anlar anlamaz da içimin yağları eridi resmen. Sibel kapalı bir bayandı, ama modern giyimliydi. Kafasındaki başörtüsü pembe renkteydi. Üzerinde siyah uzun kollu bir tişört ve ince bir hırka vardı. Altında da yine gül kurusu renkte dökümlü duran fakat vucut hatlarını belli eden uzun bir etek vardı. Boyu uzun sayılırdı. İnce belli ve alımlı biriydi.

Masaya kadar geldiğinde merhabalaştık ve yüzyüze tanışma fırsatını yakaladık. Kısa bir sohbetten sonra içeceklerimizi sipariş ettik. Sohbete kaldığımız yerden devam ettik. Gerçekten Sibelden etkilenmiştim. Ben bayanlarla iletişim kurmakta iyiyimdir. Ama Sibel beni çok heyecanlandırmıştı. Sohbet ilerledikçe birbirimiz hakkında daha fazla bilgiye sahip olmaya başlamıştık. Ben kamuda çalıştığımı, yalnız yaşadığımı, 5 senedir İstanbul'da yaşadığımı anlattım. Sibel de doğma büyüme İstanbul'luymuş ve kocasını 8 sene önce kaybetmiş. Oğlu da 12 yaşındaymış. Ben oğlunun 12 yaşında olduğunu duyduğumda şaşırdım. Neden şaşırdığımı sordu bana. Ben de, "Herhalde 17 yaşında evlendin?" dedim. Gülümsedi ve kaç yaşında gösterdiğini sordu. "30-31 yaşında gösteriyorsun!" dedim. "Bilemedin!" dedi gülümseyerek.

Meğer Sibel 39 yaşındaymış. Bunu iltifat olsun diye söylememiştim. Gerçekten yaşını hiç göstermiyordu. Yaklaşık 1 saat oturduk. İtiraf etmem gerekirse aramızda farklı bir çekim oluşmuştu. Bunu onun konuşmalarından cilveli tavırlarından anlamıştım. Haftasonu ilk ders için sözleştik. Cumartesi öğlen 12:00'de evlerinde olacaktım. Açık adresini aldım ve kafeden ayrıldık. İkimiz de evlerimize döndük. Daha hafta sonuna 2 gün vardı. Her boş anımda kafeden ayrılırken arkasından gördüğüm Sibelin kalçaları gözümün önüne geliyordu. Gerçekten dolgun ve yuvarlaktı. 39 yaşındaki bir kadının bu kalçalara sahip olması inanılmazdı.

Haftasonu gelip çattı. Hemen hazırlandım ve yarım saat erken Sibelin evinde hazırdım. Kapıyı çaldım. Kapıyı Sibel açtı. Beni yarım saat erken beklemediği üzerindeki kıyafetten anlaşılmaktaydı. Başı evde takılan basit başörtüyle kapalıydı, fakat altında ince bir tayt üzerinde kısa kollu bir gömlek vardı. Erken gelmem sayesinde Sibelin göğüs dekoltesini de görmüş oldum. Göğüsleri çok iri değildi, fakat gayet dikti. "Merhaba!" dedi gülümseyerek. Ben de, "Kusura bakma, erken geldim sanırım?" dedim. "Önemli değil!" dedi, beni içeri davet etti.

Evi gayet güzel ve genişti. Girişten sonra uzun bir koridoru vardı. Bana misafir odasının yerini gösterdi ve müsade istedi. Üzerini değiştireceğini anladım. Oturduğum koltuktan Sibelin yürüdüğü koridor görünüyordu. İstemdışı da olsa arkasından baktım. Gördüğüm manzara müthişti. Kalçaları çok güzeldi. Ve dikkatimi çeken şey Sibelin yavaş yavaş ve daha fazla kıvırarak yürümesi oldu. Acaba baktığımı hissediyor mu diye düşündüm. Bu ne demek oluyordu? Acaba Sibel de beni benim onu istediğim gibi istiyormuydu? Bu düşünceler içindeyken, odaya adının Mert olduğunu öğrendiğim oğlu girdi. Tanıştık. Biraz sohbet ettikten sonra Sibel içeri girdi. Üzerini değiştirmişti, ama sadece taytı çıkarmış, yerine siyah bir etek giymişti. Üzerindeki göğüs dekoltesi olan gömleğini değiştirmemişti. Bu durum beni dahada cesaretlendirmişti.

Salondaki yemek masasında çalışabileciğimizi söyledi. Mertle birlikte oturduk ve çalışmaya başladık. Sibel bize çay getirmişti. Çayları masaya bırakırken resmen göğüslerini görebileyim diye daha fazla eğiliyordu. Benim kosantrasyonum bozulmuştu. Derse başlayalı yarım saat olmasına rağmen ben, "Ara verelim!" dedim. Sibel gülümsedi. Sanırım benim çadırı kurduğumu tahmin etmişti. Sibel resmen onu sikmem için gözlerimin içine yalvarır gibi bakıyordu. Yanımızda oğlu Mert olmasa hemen dudaklarına yapışabilirdim.

Masadan kalkıp koltuklara oturduk. Ben resmen buram buram terliyordum. Bir çaresi olmalıydı. O çare Sibelden geldi. Merte seslendi ve mutfağa çağırdı. İki dakika sonra dış kapının açılıp kapanma sesi geldi. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken, Sibelin sesi mutfaktan duyuldu, bana sesleniyordu. Heyecanla mutfağa gittim. Sibel mutfak tezgahının önünde birşeylerle uğraşıyordu. "Merti Kek yapmak için gerekli malzeleri alması için markete gönderdim!" dedi. O an yarağımda şimşekler çakmıştı. Kazık gibi olan yarağımın resmen zonkladığını hissediyordum. Ama ilk hareketin benden gelmesini beklediğini anlamıştım. Artık gözüm dönmüştü, gittim ve Sibele arkadan sarıldım. Yarağım kalçalarına değiyordu. Müthiş bir duyguydu.

Sibel birden döndü, dudaklarıma yapıştı ve "Seni kafede ilk gördüğümde sana kendimi siktirmeyi kafama koymuştum!" dedi. "Ben de senin kalçanı gördüğümde seni sikmeyi kafama koymuştum!" dedim. Gülümsedi, "İlk geldiğinde üzerimi değiştirmeye giderken kalçalarıma baktığını hissettim!" dedi. Bu sefer de ben gülmsedim, "Ne kadar zamanımız var?" diye sordum. Sibel marketin biraz uzak olduğunu, Mertin eve gelmesinin 15 dakikayı bulacağını söyledi. Ben de hemen işe koyuldum, "Seninle uzun uzun daha sonra öpüşürüz. Şimdi içine girmek istiyorum!" dedim. Mutfak tezgahına Sibeli oturttum ve eteğini sıyırdım. Birde ne göreyim: Sibel altına külot giymemişti. Ben deli gibi amına yumuldum. Öyle bir yalıyordum ve öyle bir emiyordum ki, çok geçmeden Sibel titreyerek boşaldı.

Hemen pantolonumu çıkardım ve sandalyeye oturdum. Sibel de dizlerinin üzerine çöktü, bacaklarımın arasına girdi ve kazık gibi olmuş yarağımı deli gibi yalamaya başladı. Yarağım çok uzun olmamasına rağmen kalındı. Bu durum Sibeli dahada delirtiyordu. Kafası resmen ağzına zor sığıyordu. Ben hemen bırakmasını söyledim. Çünkü zamanımız az idi. Bu heyecan çok farklıydı. Sibeli ayağa kaldırdım ve mutfak tezgahına dayadım. Bir bacağını da tezgahın üzerine cıkardım. Ben pantolonumu çıkarmıştım, ama gömleğim üzerimdeydi. Sibelin de eteğini beline kadar sıyırmıştım. Kalçası kabak gibi karşımdaydı. Müthiş görünüyordu. Sibelle yarı çıplak sikişecektik.

Ben yarağımın kafasını Sibelin amının çevresinde gezdiriyordum. Sibel bana yalvarıyordu, "İçime gir aşkım, sikicim ol. Kaç senedir kimse sikmedi bu amı. Yarağa doyur amımı!" diye inliyordu. Ben de hem yarağımı amının çevresinde gezdiriyor, hemde, "Seni şimdi kısa süre sikeceğim, ama artık sikicin benim, seni çatır çatır her fırsatta sikeceğim!" diyordum. Bu konuşmalar ikimizi de dahada azdırıyordu. En sonunda ben de dayanamadım ve yarağımın kafasını amının girişine yerleştirdim ve bütün gücümle kökledim. Sibel uzun zamandır amını siktirmediği için resmen çığlık attı. Bu çığlık beni dahada azdırmıştı, sert sert amına pompalamaya başladım.

Yarağım kalın olduğu için önce biraz zorlandı, ama daha sonra alıştı ve zevk çığlıkları atmaya başladı. Sibeli bu şekilde saatlerce sikebilirdim. Ama tahminim sadece 5 dakikamız kalmıştı. Bu yüzden giriş çıkışlarımı hızlandırdım. Ben pompaladıkça Sibelin kalçalarındaki dalgalanma görülmeye değerdi. Pompaladıkça çıkan sesler beni dahada coşturmuştu. Artık dayanamayacaktım, ama Sibel benden önce sarsılarak boşaldı. Artık ben de son giriş çıkışlarımı yapıyordum. Boşalmadan önce yarağımı Sibelin ıslak amından çıkardım ve Sibeli döndürdüm. Yarağımı ağzına dayadım ve oluk oluk Sibelin ağzına boşaldım. Sibel döllerimi okadar rahat yuttu ki, şaşırmıştım gerçekten. Yarağımı da yalayarak dölden hiçbir iz bırakmamıştı.

Hemen pantolonumu giydim, gömleğimi düzelttim. Sibel de hemen eteğini düzeltti ve ağzını yıkamak için lavobaya gitti. Ben salona geçtim ve beklemeye başladım. 2-3 dakika geçmeden Mert marketten geldi. Anladım ki eğer biraz daha Sibeli sikmeyi sürdürseydim Merte yakalanacaktık. Zamanlamamız müthişti. Mert aldığı malzemeleri mutfağa götürdü. Sibel de hemen pratik bir şekilde Kek yapmaya başladı. Biz de Kek hazır oluncaya kadar Mertle ders çalışmaya devam ettik. Ben, "İlk ders bu fazla yormayalım Merti!" dedim. Sonra Kekle birlikte bir bardak çay daha içtim ve bir sonraki dersin gününe ve saatine karar verdikten sonra evden ayrıldım.

Bir sonraki dersi hafta içi verecektim. Mert okuldan döndükten sonra saat 17:00 dedik. Ama ben öğlen 12:00 gibi Sibelde olacaktım, Mert gelinceye kadar doya doya sikişecektik. Bu plan gerçekten hoşuma gitmişti. Böylece Sibelin o kalçalarının tadına doya doya bakabilecektim :)

[Atakan]


Seks Hikayesi veya Erotik itiraf Yolla! « Ana Sayfaya Dön!


18+ YASAL UYARI:
"Kaymak Gibi 31 Seks Hikayeleri" sitesinin bu ve buna benzer sayfaları, 18 yaşından büyükler içindir. Eğer 18 yaşından
küçük iseniz veya bulunduğunuz ülkede, Seks siteleri'ni ziyaret etmek kanunen yasak ise, bu siteyi derhal terkediniz!
"31Seks Hikayeleri" "Sikilen Amlar" "Erkek Siken Erkekler" Copyright © 113 by "69Seks" - The Netherlands / Hollanda
Contact / iletişim E-Mail:    |    Sitemize reklam verme koşulları


Kaymak Gibi 31 Seks Hikayeleri!

Kuzenime Bakireyim Dediğim Halde Kökledi!



Kuzenime Bakireyim Dediğim Halde Kökledi! (Duygu 18 Y., İstanbul / Türkiye)

Selam, ben Duygu. Liseyi özel okulda okudum ve başarıyla bitirdim, yani eğitim durumum oldukça iyi idi. Artık babamın şirketlerinden birinde yönetici olarak çalışmak istiyordum. Ama ailem üniversite okumam için üstüme geliyordu. Bense bu baskılara alışık olmadığım için çok fazla sinirleniyordum ve depresyona giriyordum. Yine evde bu konunun tartışıldığı ve kavgasının yaşandığı bir gündü. Kuzenimin (Amcamın oğlu) o gün bize geleceğini unutmuş vaziyette kavga ediyorduk. Kuzenimin içeri girmesiyle bağrışmalar bir anda kesildi, ama Kuzenimin kavganın farkında olmamasına imkan yoktu. Kuzenim babama ve anneme sarılırken, ben birşey demeden salondan çıktım. Kuzenim arkamdan seslendi, "Noldu fıstık, hiç pas vermiyorsun?" diye. Ama ben cevap vermeden odama gittim.

Bu arada Kuzenim çok yakışıklıdır. Kaslı bir vücudu var, 1.80 boylarında, esmer, yeşil gözlü, hafif sakallı ve yeni neslin modern ve şık erkeklerindendir, çok güzel giyinir ve özgürdür. Son model spor arabası, muhteşem fiziği ve aynı zamanda muhteşem yakışıklılığı ile her zaman kızların gözdesidir. İtiraf edeyim ki, ben de bir zamanlar ondan hoşlanıyordum ve kendisine yavşıyordum. Ama o bana karşılık vermeyince bıraktım, ona karşı hiçbirşey hissetmiyordum artık. Zaten Kuzenim 23 yaşındaydı ve benden çok daha olgun kızlarla ilgileniyordu.

Herneyse, odama gidip yatağıma uzandım, annem ile babamın bana bağırmaları hiç alışık olmadığım şeylerdi, ağlıyordum. Bir süre sonra kapım tıklandı. Gözlerimdeki yaşları silip toparlanarak, "Evet?" dedim. Kuzenim kapıyı açıp, "Gelebilir miyim?" dedi. "Tabii gel..." dedim. "Annenler olanları anlattı. Bak bence de..." demeye kalmadan, ben, "Tamam tamam biliyorum, ne olursa olsun okumalıyım, şimdi dışarı çıkar mısın lütfen?" dedim. Ama Kuzenim, "Aslında ben de okumanın saçma olduğunu söyleyecektim!" dedi. Ben şok olmuştum, çünkü ilk defa birisi bu konuda beni destekliyordu. Yaşadığım duygusal sarsıntı ve Kuzenimin da benden yana olması ile yeniden ağlamaya başladım.

Kuzenim yanıma oturdu ve kolunu omzuma attı, "Merak etme, ben hep senin yanında olacağım, ben de senin geçtiğin evrelerden geçtim, benim ailem de bana aynı şeyleri yaptı!" dedi. Onun muhteşem kaslı göğüsünde olmak ve o parfüm kokusunu içime çekmek beni fazlasıyla ateşlendirmiş, ben de onun beline sarılmış ve göğüslerimi ona dayamıştım. Başım aşağıda olduğu için, Kuzenimin önünde oluşan kabarıklığı fark ettim. Biraz öyle birbirimize sarılıp kaldıktan sonra toparlandık ve Kuzenim, "Ben şimdi annenlerle konuşurum!" deyip, ailemle konuşmaya gitti...

Az sonra Kuzenim tekrar yanıma gelip, "Hazırlan fıstık, birkaç günlüğüne bizim yazlığa gidiyoruz!" dedi. Ben hiçbirşey anlamamış bir şekilde çantamı hazırladım ve birlikte annemlerin yanına gittik. Annemler hiçbirşey olmamış gibi davranıyorlardı, üstelik el koydukları kredi kartımı da geri verdiler bana. Ve bizi gayet güler yüzle uğurladılar. Kuzenimin üstü açık spor arabasına atladık ve yola çıktık, İzmir'de olan yazlıklarına gidiyorduk. Yolda sordum, "Bu nasıl oldu, hiçbirşey anlamıyorum, neden yazlığa gidiyoruz?" dedim. "Annenlere senin psikolojinin bozulduğunu ve seni yazlıkta okumaya ikna edebileceğimi söyledim!" dedi. Hayal kırıklığı içindeydim, kızgın bir şekilde, "Yani onları tutuyorsun?" dedim. Kuzenim gülerek, "Tabii ki hayır! Sadece kafanın dağılması için yaptığım planın ufak bir yalanı diyelim buna!" dedi.

Güle oynaya yolda ilerliyorduk. Temmuzun ortasında olduğumuz ve yola öğlen vakti çıktığımız için, yol bomboştu denebilir. Herkes tatil yerlerine kurulmuş ve öğlen sıcağında kimse yola çıkmak istemiyordu. Kuzenim havanın çok sıcak olduğunu söyleyerek tişörtünü çıkardı. Ben de, "Evet yaa, gerçekten çok sıcak, terledim!" dedim. "Sen de çıkar üstünü fıstık, nasıl olsa yol bomboş, birşey olmaz!" dedi. Doğru söylüyordu, kimse görmezdi nasıl olsa. Hem görseler ne olacaktı, arabayla hareket halindeydik. Üstümü çıkardım ve sadece südyenimle kaldım. Neyse ki südyenim öyle ateşli birşey değildi, sıradan pembe bir sütyendi. Ama bu bile Kuzenimi azdırmaya yetmişti, bunu önündeki kabarıklıktan anlıyordum.

Kuzenimin ailesi yazlıktan daha 1-2 hafta önce döndükleri için, yazlık gayet derli düzenliydi. Eşyaların üzerilerindeki örtüleri topladık, buzdolabının fişini taktık, gidip marketten biraz alışveriş yapıp, tekrar yazlığa döndük. Klimaları çalıştırıp, biralarımızı yudumlayarak ve sohbet ederek akşamı ettik. Bir ara ben, "Keşke denize gitseydik, biraz yüzerdik!" deyince, Kuzenim de, "İstersen havuzu doldurayım, 1 saat sonra gireriz!" dedi. "Olur, ama sana zahmet olacak, zaten yol yorgunusun!" dedim. "Ne zahmeti olacak canım!" deyip, havuzun suyunu açtı. Su dolarken biz sohbetimize devam ettik.

Hava artık kararmıştı. Kuzenim şezlongları kurdu, biraz çerez ve bira getirdi, dekoratif meşale ve kandilleri yaktı. Ben şezlongta oturuyordum, bana hiçbir iş yaptırmıyordu. Kuzenime, "Valla sen bana böyle bakacaksan, ben her zaman gelirim!" dedim. "Sen yeter ki iste güzelim, ne zaman istersen geliriz. Hadi üstümüzü değişip havuza atlayalım!" dedi. Kalktık, içeriye üzerimizi değiştirmeye gittik...

Ben göğüslerimi ve kalçalarımı zar zor kapatan bikinimi giydim, o da altına şortunu giydi ve gelip havuza atladık. Suda şakalaşırken sürekli onun vücuduna memelerimi ve götümü sürtüyordum. 1 saat kadar suda kaldık ve çıktık, şezlonglarımıza gittik. Kuzenimin önündeki kabarıklık çok fazla belli oluyordu. Şezlongta oturmuş sohbet ediyor ve bira içiyorduk. Bir ara ben kalktım ve kendimi germek için şezlonga ellerimi koyup önünde domaldım. Bunu bilerek yapmıştım, ama hiç beklemediğim bir tepki gördüm. Kuzenim, "Yeter ulan orospu, havuzdaki sürtünmelerin yetmemiş gibi, halen beni azdırmaya çalışıyorsun!" deyip kalktı, kolumdan çekti beni ve dudaklarıma yumuldu...

"Ne yapıyorsun?" deyip üzerimden ittim, ama o kolumdan çekiştirerek ve küfürler ederek içeri soktu beni. Onun karşısında çok cılız ve güçsüzdüm, beni istese bir kürdan gibi kırabilirdi. Sonra deli gibi öpmeye başladı beni. Ben karşılık vermiyordum ve bir yandan onu itmeye çalışıyordum. Dilimi emiyordu, ama kendi dilini bana emdiremiyordu. Göğüslerimin bikiniden görünen kısımlarını öpüp okşamaya başladı. Sonra ani bir hareketle bikinimin üstünü çıkardı. Ben hemen göğüslerimi kapadım ve geri çekildim hazır eli boştayken. Ama o anda suratıma bir tokat yedim. Canım çok yanıyordu, hem yanağım hem kollarım acıyordu. Ben ağlarken saçımdan tuttu, "Zırlama orospu, uslu dur yoksa canını çok feci yakarım!" dedi...

Beni kucakladı ve öperek yukarıya, amcamlara ait olduğunu düşündüğüm yatakodasına götürdü. Beni yatağa yatırdı ve kendisi de üstüme yattı, deli gibi öpüyordu beni. Artık ben de karşılık veriyordum, yaşadığım en tutkulu ve ateşli öpüşmeydi. Ama bu işin öpüşmeyle kalmayacağından korkuyordum. Şu ana kadar okuldaki sevgililerime sadece oral sex yapmıştım. Yani bakireydim, amıma erkek eli bile değmemişti daha. Kuzenim sonra göğüslerime indi, uçlarını ısırıp dişledi. Ben ise elimi saçlarında gezdiriyor, zevkten deliriyordum. Doğruldu ve bacaklarımı hafif kaldırıp, bikinimin alt kısmını da çıkardı ve tekrar göğüslerime yumuldu, ama eli amımdaydı bu sefer. Amım ise çoktan sulanmıştı ve birkaç dakika içerisinde ilk orgazmımı yaşadım.

Yavaşça aşağıya indi, amımı yalamaya başladı. "Ufff, ölünür buna, kaymak gibi amın var!" diyerek amımı ve amımdan akan suları yalıyordu. Ben zaten uçuyordum, dilini ilk amıma sokuşunda tarif edemediğim ve hiçbir zaman yaşamadığım bir zevk aldım. Kuzenim bunu fark etmiş olacak ki, dilini amımın deliğinde dolaştırıyordu, bir yandanda klitorisimi okşuyordu. Ben ikinci orgazmımı yaşadığımda, artık direnmiyordum, aksine devam etmesini istiyordum. Ayağa kalkıp şortunu çıkardığında, gözlerim yuvalarından fırlayacak gibi oldu. Kuzenimin yarağı porno filmlerde gördüklerim kadar büyüktü ve kalınlığı en az bileğim kadar vardı. Yarağını tutup suratıma uzattı ve yalamamı söyledi. Haklıydı da, o bana bu kadar zevki yaşattı, bunu hakediyordu. 5 dakika kadar yaladım. Aslında ucunu emmek, dil atmak ve başında dilimi çevirmekten başka yapabileceğim birşey yoktu, çünkü çok büyüktü, başı bile ağzıma zar zor sığıyordu...

Sonra yarağını ağzımdan çekip aşağıya kaydı, yarağını amıma sürtmeye başladı. Ona bakire olduğumu söyledim, fakat o, "Ne olursa olsun, ben bu amcığı sikeceğim!" dedi. Ben hemen elimi atıp yarağını tuttum ve "Hayır, olmaz!" dedim. Ama tekrar bir tokat yedim. "Sikmeden bırakmam! Zevk almaya bak orospu!" dedi ve beni sırtüstü uzatıp, dizlerimi kırıp bacaklarımı da iki yana açtı ve yarağıyla amıma yavaş yavaş fırça çekmeye başladı. Amım zaten yeterince kaygandı. Yavaşça ucunu soktuğunda amım yarılıyor sandım. Uzanıp beni öpmeye başladı. Harika öpüşüyordu, aynı zamanda meme uçlarımı sıkıyordu. Ben zevkten inlemeye başlamıştım ki, bir anda yarrağını amıma soktu. Ben tabii o anda çığlığı bastım, gerçekten içimde birşeyin yırtıldığını hissetmiştim. Bu yırtılan kızlık zarımdı, artık bir kadındım...

Yavaş yavaş git gel yapıyordu, ama daha kasıklarımız buluşmamıştı, anlaşılan daha tamamını sokmamıştı. Yavaş yavaş sokmasını ilerletti ve yarağının kalanını bir anda kökledi. Acı ile kıvranıyordum. O ise dikkatimi dağıtmak için tekrar beni öpmeye başladı. Hem öpüşüyor, hem inanılmaz bir hızla deli gibi sikiyordu beni. Ben orgazm üstüne orgazm oluyordum, ama o daha boşalmamıştı, yaklaşık 40 dakikadır deli gibi sikiyordu beni. En sonunda inlemeleri duyuldu ve çok daha hızlanmaya başladı. Suratında acı çekermiş gibi bir ifade vardı. "Ohhhh!" diye inleyerek içime sıcacık döllerini boşalttı. Dölleri amımın her yerini doldurmuştu. Neyse ki hamile kalacak bir periodta değildim.

İçimde bir süre daha kalıp çıktığında, amımdan kanla karışık dölleri de çarşafa aktı. Dudaklarımdan öperek beni kucakladı ve banyoya götürdü, kendi eliyle yıkadı beni. Banyodan çıkınca çarşafı yeniledik ve tekrar yatağa girdik. Bekaretimi kaybettiğim için artık zevk almamı ön planda tutuyordu. O gece sabaha kadar bana zevklerin en güzelini yaşattı. Beni yanlamasına, domaltarak, kucakta, ayakta... kısacası her pozisyonda sikti ve orgazmların en güzellerini yaşattı. Artık sikişemeyecek kadar yorulup uyumaya karar verdiğimizde gün ağarmıştı.

Öğlen uyandığımda Kuzenim yanımda tatlı bir şekilde uyuyordu. Göğsüne başımı koyduğumda uyandı. Dudaklarından öperek, "Günaydın aşkım, sonunda uyanabildin!" dedim. Kuzenim, "Bu amın çok yordu beni!" deyip amımı avuçlayınca, istemdışı bir, "Ufff!" çıktı ağzımdan. "Acıyor mu birtanem?" dedi. "Evet, ama sen öpersen geçer!" dedim. "Kıyamam ben sana, gel önce yıkanalım, sonra sen bıkana kadar amını öper yalarım!" dedi. Beni kucakladı ve banyoya götürüp yıkadı. Ben de onu yıkadım ve duşun altında yarrağını yaladım. Sonra yatağa gittik ve yarım saatten fazla amımı yaladı, iki kez orgazm etti beni.

"Sik beni aşkım!" dediğimde, beni yan tarafıma döndürüp, 66 pozisyonunda arkama geçti, bacağımın tekini aldı ve bir anda yarrağını amıma kökledi. Tiz bir çığlık atmıştım köklediğinde. O ise, "Ufff, siktiğim en güzel amcık bu, kıyamam ben buna ya! Çok zevk veriyorsun bana, seni çok seviyorum aşkım!" diyordu amıma girip çıkarken. Sonra beni altına aldı. Deliler gibi sikişirken, bir yandan da öpüşüyorduk. 3 posta sikişten sonra, benim artık hissettiğim acı zevke baskın geldi ve o günlük bitirmemizi söyledim. Ama ertesi gün ve yazlıkta kaldığımız bir hafta boyunca hergün sikiştik.

Şimdi ise Kuzenimle sevgiliyiz, onu çok seviyorum, hatta aşığım. Bir de, Kuzenimle rahat sikişebilmek için de üniversite okumaya karar verdim.

Kızlar darısı başınıza, en güzel Orgazmlar sizin olsun :)

[Duygu]


Seks Hikayesi veya Erotik itiraf Yolla! « Ana Sayfaya Dön!


18+ YASAL UYARI:
"Kaymak Gibi 31 Seks Hikayeleri" sitesinin bu ve buna benzer sayfaları, 18 yaşından büyükler içindir. Eğer 18 yaşından
küçük iseniz veya bulunduğunuz ülkede, Seks siteleri'ni ziyaret etmek kanunen yasak ise, bu siteyi derhal terkediniz!
"31Seks Hikayeleri" "Sikilen Amlar" "Erkek Siken Erkekler" Copyright © 113 by "69Seks" - The Netherlands / Hollanda
Contact / iletişim E-Mail:    |    Sitemize reklam verme koşulları